Bazı klişeler gerçeği gizlemez, aksine zihinlere kazır. Voleybolun Türkiye’nin en başarılı takım sporu olduğunu dile getirmek gibi. Özellikle de kadın voleybolu. Türkiye ligi için şunu rahatça söyleyebiliriz; dünyanın en büyük derbileri için söylenen El Clasico ve Süper Clasico değerindeki maçlar Vestel Venus Sultanlar Ligi’nde sürekli oynanıyor. Çünkü Türkiye, dünyanın en iyi 5 kadın voleybol takımından 3’üne sahip. Elimizdeki bu önemli değeri takip eden bir kesim var evet, ama esas soru “Voleybolu Türkiye’nin en çok takip edilen sporu noktasına getirmek nasıl mümkün olur?” olmalı. İşte bu noktada Vestel olarak biz bu soruyu önce kendimize sorduk. Cevapları için de Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) ile kapsamlı bir iş birliğine gitme kararı aldık. Adımızı da “Vestel Venus Sultanlar Ligi” olarak bayanlar birinci ligine verdik. Ayrıca, Türk Milli Voleybol Takımlarına ana sponsor; Erkekler 1. Ligi olan Efeler Ligi, Türkiye Kupası (Kupa Voley) ve plaj voleybolu şampiyonaları olan Pro Beach Tour’a da resmi sponsor olduk. Böyle kapsamlı bir iş birliğine kalkışırken geleceğin sporcularına da destek vermek amacıyla yüzlerce sporcunun yetişmesini sağlayan TVF Fabrika Voleybol okulları etkinliklerinin de resmi sponsoru olduk.
İlk olarak dünyanın en değerli ligi olarak bahsedilen Vestel Venus Sultanlar Ligi’nde yer alan kadın sporcularımız için şu bilgiyi de ortaya koymak lazım. Kadın voleybolu Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli kadın hareketlerinden biridir. Sadece başarı olarak değil, sosyal sorumluluk penceresinden bakıldığında da aynı durum mevcut. Kadınların hayata katılımı ve başarabileceklerini göstermesi açısından çok önemli bir oluşum. Dolayısıyla başta bu hareketin mutlak suretle daha fazla kişi tarafından fark edilmesi gerekiyor. İşte bu noktada da hepimize bir sorumluluk düşüyor. Biz dünyanın en iyi pazarlama harikaları olarak duran ligler gibi, Vestel Venus Sultanlar Ligi’ni parlatmalı ve pazarlamalıyız. Elimizde olan NBA ve Premier Lig ayarındaki bu lig için elimizi taşın altına sokmalı ve maçların daha fazla insan tarafından izlenmesi, çok daha fazla insanın voleybolun bu seviyedeki başarısından haberdar olması için çalışmalıyız.
Bunu da konvansiyonel alışkanlıkları modern olanlarla birleştirerek başarabiliriz. Yani artık sadece voleybolseverler değil tüm sporseverler voleybol maçlarının aynı zamanda bir eğlence zamanı olduğunu fark etmeli. Bunu maçları yerinde izleyen seyirciler de, televizyondan izleyenler de hissetmeli. Bunun için Vestel olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Televizyonlarının başındakiler, o anda gördükleri her önemli anın istatistiğini de ekranda bulabilirlerse, işte o zaman önemli bir adım atmış oluruz. Lakin bu yeterli olmaz. Çünkü modern spor izleme alışkanlığı içinde artık sosyal medya olmazsa olmaz bir parça. Bir sporsever sadece televizyon başında değil aynı zamanda telefonu da elinde müsabakayı takip ediyor. İşte bu noktada biz de Vestel olarak herkese konuşabileceği ve paylaşabileceği bilgileri sunmalıyız. Böylece yarattığımız kitle, voleybola ve tabii ki tüm paydaşlarına da birlikte yükselme ve tanınma şansı tanır. Burada ayrı bir nokta ise iyi ve kaliteli yayın konusu. Yayın kalitesi ve sosyal medya kullanımı dengesi iyi ayarlanırsa, asıl hedef olan, voleybol izlemeyen kitleye de hitap etmek mümkün olabilir. Salonlara gelenler için ise devamlılığın sağlanması için çalışmalıyız. Yani her hafta voleybol maçına gelen bir kişi, gitmediği zaman onun boşluğunu hissetmeli. Bunun için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Nasıl ki Amerika ve Avrupa’da spor müsabakalarına gitmek tüm günü kaplayan eğlence ve sosyalleşme alanı, Türkiye’de de bunu başarmak için çaba sarf etmek lazım. Maç önü ve sonu eğlenceler, maç içindeki etkinlikler, çocuklu aileler de dâhil olmak üzere tüm toplumu salonlara çekecek cinsten olmalı.
Vestel olarak TVF ile iş birliğimizin önemli bir kısmını da toplumu voleybol salonlarına çekmek oluşturuyor zaten. Anadolu’da bu anlamda önemli bir gelişme var. Kendi şehrinin takımlarını sürekli destekleyen bir kitle yaratılmasında çorbada tuzumuz olduğu için çok mutluyuz ama bununla yetinmek niyetinde de değiliz. Yakın zamanda büyük şehirlerin önemli meydanlarında dev ekranlar, büyük eğlenceler, küçük bir tribün ve voleybol izleyen büyük kalabalıklar görürseniz şaşırmayın. Zira voleybolun gücü ve tüm paydaşların vizyonu ile şu an hayal gibi gözüken düşünceler gerçeğe çok hızlı dönüşebilir. Yani bugün elimizdeki altının değerini artık biliyoruz. Parlatmak ve dünya standartlarına getirmek için el ele vermeye ne dersiniz?
Ergün Güler:”Bu altını hep birlikte parlatalım!”
