Voleybol Plus

Yağmur Karaoğlu takvim.com.tr’ye konuştu

Ülkemizi İtalya ve Macaristan’da temsil etmesinin ardından Galatasaray’a transfer olarak Türkiye’ye dönen Yağmur Karaoğlu, ilk özel röportajını takvim.com.tr’ye verdi. Sporfit programının konuğu oldu. Görkem Ağgündüz’ün sorularını yanıtlayan Yağmur Karaoğlu, birbirinden eğlenceli açıklamalara imza attı.

İşte genç voleybolcunun o açıklamaları;

Galatasaray’a transfer sürecin nasıl gelişti?

Sakatlığımı atlattıktan sonra bir teklif geldi. İnanılmaz heyecanlandım, çok mutlu oldum ve gurur duydum. Çünkü Galatasaray büyük bir kulüp. Böyle bir ailenin parçası olduğum için çok mutluyum.

Galatasaray’da takım arkadaşlığı ne durumda?

Çabuk kaynaştığımızı düşünüyorum. Milli takımda beraber olduğumuz kişiler, eskiden takım arkadaşı olduğumuz kişiler… Biz ilk günden bu yana inanılmaz kaynaştık. Çok çabuk takım olduk. Her şey çok güzel gidiyor.

Galatasaray taraftarı voleybolda takımlarını Fenerbahçe, Eczacıbaşı, Vakıfbank gibi kulüplerin yanında görmek istiyor. Bu sene Galatasaray’ı o seviyelerde görebilir miyiz?

Bizim de hedefimiz o yönde. Galatasaray’ı başarılara ulaştırmak istiyoruz. Antrenmanlarımız bu doğrultuda çok ağır geçiyor. Bu hedef doğrultusunda çalışmaya devam edeceğiz.

Kişisel ve takım olarak yeni sezondan beklentilerin neler?

Hem sakatlıktan hem de iki yıl sonra Türkiye’ye döndüğüm için mutlu ve stresli hissediyorum. Bu yıl elimden gelenin fazlasını yapacağım. Bunun için çalışıyorum. Takım olarak da gayet yoğun çalışıyoruz. Hedeflerimiz yüksek. Takım arkadaşlarımızla da çabuk kaynaştık. İnşallah bu yıl güzel başarılar elde edeceğimizi düşünüyoruz.

Sakatlık dönemin nasıl geçti? (Çapraz bağ yırtılması)

Biraz zordu. Macaristan’da yaşadım sakatlığı Türkiye’de değildi. Bu yüzden ekstra zor geçti. Sakatlandıktan sonra bir hafta Macaristan’da bekletildim. Sonrasında Türkiye’ye geldim apar topar ameliyata alındım. Benim için zor bir süreçti. Ama her zaman bedenimi ve psikolojimi güçlü tutmaya çalıştım. Pozitif bakmaya çalıştım. Yazın tatil de yapmadım, çok çalıştım. Benim için hem zordu hem de çok şey öğrendiğim bir sakatlık oldu.

Sakatlığın psikolojisini nasıl atlattın?

Acısı tabii ki çok zor ama psikolojisi de inanılmaz zor. Travmayı kolay kolay atlatamıyorsunuz. Ben bir süre maç izleyemedim. Bir kere babam futbol maçı izlerken denk geldi, sonra şansıma bir futbolcunun çaprazı koptu. Odama nasıl koştuğumu hatırlamıyorum.

Macaristan ve İtalya’da oynadın. Voleybolda yurt dışı ile Türkiye arasındaki farklar neler?

5 yıl öncesinde Türkiye – İtalya arasında fark var diyebilirim ama şu an bir fark kalmadı. İki ülkede de salon doluyor. Türkiye’nin İtalya’ya göre biraz daha önde olduğunu söyleyebilirim.

Milli takımımız çok büyük başarılar elde ediyor. Milli takım hakkındaki düşüncelerin neler?

Milli takımımız her geçen yıl çok iyi başarılara imza atıyor. Bir de Vargas’ın gelmesi gücümüze güç kattı. Milli takımımızı bir ‘aile takımı’ olarak görüyorum. Yönetim, federasyon, oyuncular, salon çalışanları… Herkesin bir aile olduğunu düşünüyorum ve aile olmanın verdiği güç bizi buralara kadar getiriyor. Bizi çoğu ülkeden farklı yapan şey de bu bence.

Voleybola başlangıcın nasıl oldu?

Hiç aklımda yoktu. Spora dair hiçbir şey yoktu. O zaman boyum da uzun değildi. Ortaokulun başında son derse Ankara Üniversitesi’nden antrenörler geldi. Sınıftan birkaç kişi seçtiler, ben anlamadım ne olduğunu. ‘Hafta sonu spor okulumuz var, gelmek ister misiniz?’ diye sordular. Ben daha voleybolun ne olduğunu bilmiyorum. Önce bir şaşırdım ama sevindim de.

Sonra hiç unutmuyorum, koştur koştur eve gittim. Annem ve babama söyledim. Annem başlarda istemedi, ‘Derslerine odaklan’ dedi. Babam tam tersi, ‘Ne zamanmış? Hemen gidelim antrenmanlara’ dedi.

Her antrenmana gittiğimde hayallerim artıyordu. Hem mutlu oluyordum hem kendimi buluyordum. Küçük yaşlarda ‘Ben voleybolcu olacağım, bu işi ilerleteceğim’ dedim. İdolüm vardı Neslihan Abla (Demir). ‘Neslihan abla olacağım’ diyordum aileme sürekli.

Beslenme programın nasıl? Gün içinde neler tüketiyorsun?

Sporcu olmak bir kere hayatınızın düzenli olması demek. Hayatımızın bir düzen içerisinde olması gerekiyor. Sabah kesin protein almam gerekiyor. Yumurtayı yemem gerekiyor. Antrenman öncesi antrenman sonrası protein almam gerekiyor. Fazla yiyoruz ama bu yediklerimizin bize enerji olarak geri döneceğini biliyoruz. Kas olarak dönecek. Sütlü kahve bile içmiyorum. Süt içersem de laktozsuz tercih ediyorum.

Bir maç günün nasıl geçiyor?

Erken uyuyorum. Totem de diyebiliriz, o maçı gece kafamda oynuyorum. Aldığım sayıları düşünüyorum. Erken uyanıyorum, sağlam bir kahvaltı yapıyorum. Eski maçlarımızı izliyorum. Sonrasında enerjik müziklerle maça geçiyorum.

Kariyerinde en üzüldüğün maç?

Sakatlandığım maç. İlk set 11-9’du skor hiç unutmuyorum, öndeydik. Çok iyi başlamıştım maça. Sonrasında smaçtan sonra yanlış bir düşüşle bağları koparttık maalesef.

Kariyerinde başına gelen en komik olay?

Macaristan’da bir maçta bloğa gidecektik. Merve yanımdaydı. Karşı takımın maç sayısı ve Merve ayağıma basmıştı ve bloğa çıkamadık. Seti vermiştik. Çok komikti ama gülemedik. İçimize içimize gülmüştük.

Voleybolda 6 isimden oluşan en iyi takımını çıkartabilir misin?

Pasör Maya’yı koyarım. Pasör çaprazı Boskovic. Orta oyuncu Zehra ve Kübra abla olur. Köşelerde Gabi ve Ebrar. Libero da Simge abla ve Gizem abla. Kıyamadım kimseye.

İlgili Haberler

Sarıyer Bld’den teknik heyete takviye

admin

Voleyboldan disk atmaya geçti, 5 Türkiye rekoru kırdı

admin

Bursa BŞ’de bir sporcunun koronavirüs testi pozitif çıktı

admin

Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul Ediyorum Devamını Oku...

Gizlilik & Çerez Politikası