Evet,üç günde üç mağlubiyet ve tekrar çekilen kılıçlar. Eleştiri tabiki olacaktır ama dozunu aşmamak şartıyla.
Giovanni Guidetti’nin en büyük avantajı ülkemizi ve oyuncularımızı iyi tanıması. Ama tabiki bu oyuncularımızın da (onunla çalışmış ya da çalışanlar hariç) onu iyi tanıdığı anlamına gelmiyor. Nitekim Grand Prix’deki Macau ayağında onun felsefesini solumuş olan sadece üç oyuncu vardı. Diğer oyuncularında bu felsefeyi anlaması ve ona göre hareket etmesi için zamana ihtiyaç var. Zaten maçlarda gerek Ankara’da gerekse Macau’da taktik anlayışın maç kazanma üzerine değil oyuncu tanıma ve kazanma üzerine olduğunu gördük. Sırbistan ve İtalya maçları bence hocaya ileriye yönelik güzel dersler verdi. Tanıma sürecinden sonra felsefesine uymayan oyuncularla çalışmayacağını biliyorum. Şu iki hafta içinde dünya devleri Brezilya, Çin ve A.B.D. karşısında sergilenen oyunu stabil ve bir tık üzerine çıkardığımızda başarılarda gelecek. Ama tabiki bunun için çok çalışmak ve zaman gerek.
Oyunculara verilen izinleri eleştirenlerede katılmıyorum. Onlarda etten ve kemikten insanlar. Hele ki yüzde altmış psikolojik dediğimiz bayan voleybolunda bu izinler ve rotasyonlar gayet normal. Bu sene için hedef Avrupa Şampiyonası, gelecek sene içinde Dünya Şampiyonası’dır.
Milli takım her maça yenmek için çıkar, kazanır kaybeder, son topa kadar mücadele edilir. Bu konuda hassas bir toplum olduğumuz için, oyuncularımıza tavsiyem, kendilerini bu konuda bir parça daha geliştirmeleridir. Bu kadar kusur kadı kızında da olur. Kalın sağlıcakla.
Tunç Afşar