Eczacıbaşı Dynavit ve Filenin Sultanları’nın başarı smaçörü Hande Baladın, VoleybolPlus’a özel açıklamalarda bulundu. Finalde Allianz Stuttgart’ı yenerek CEV Kupası’nı kazanmak istediklerini söyleyen Red Bull sporcusu, ‘‘İstanbul’da oynayacağımız maçta net bir skorla galip gelip Almanya’ya avantajlı gitmek istiyoruz. Umuyorum ülkemize kupayı getireceğiz’’ derken, tüm turnuvalarda şampiyonluk hedeflediklerinin de altını çizdi.
- Altyapısında yetiştiğin bir kulübün simgelerinden biri haline geldin. Voleybola
başlarken bunu hayal ediyor muydun?
Çok küçük yaşlarda, A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın maçlarını İzmir’de izledikten
sonra voleybola ilgim olduğunu gördüm ve hobi olarak başladım. Bu işi hobi olarak
yaparken profesyonel bir hayata taşıyacağımı hayal etmemiştim. Eczacıbaşı
altyapısına geldikten sonra voleybola profesyonel olarak devam etme kararı alıp
kariyerime daha farklı bir yön çizdim. - Bu sezon kariyerindeki başarıların yanına ‘olimpik sporcu’ apoletini de
ekledin. Bu hayalini gerçekleştirmiş olmak nasıl hissettiriyor? - Olimpiyatlara gitmek, bırakın her sporcuyu, her çocuğun hayalidir. Ben de genç
yaşımda bu duyguyu tattığım için tabii ki diğer arkadaşlarım gibi çok mutluyum.
Umuyorum ki voleybol hayatım boyunca olimpiyatlarda daha fazla yer alıp ülkemize
madalya getirebiliriz. En büyük hayallerimden ve hedeflerimden biri de bu. - Geçmişte daha hücum ağırlıklı bir smaçörken şimdi oyunun her alanında daha
büyük sorumluluk aldığını görüyoruz. Bunu nasıl değerlendiriyorsun?
Geçmişte daha hücum ağırlıklı bir oyuncu olmamın nedeni voleybola orta oyuncu
olarak başlamamdı. Daha sonrasında smaçör pozisyonuna geçtiğimde, bu
pozisyonun yükümlülüklerini oyun stilimde iyice oturtmam için zamana ihtiyacım
vardı. Maç yaptıkça, turnuva oynadıkça, kazandığım tecrübeleri şu anda saha
içerisinde daha rahat hissediyorum. - U23 Dünya Şampiyonası’nda ‘En Değerli Oyuncu’ seçilmiştin, henüz 25
yaşında olmana rağmen birçok başarıya sahipsin. Beklentinin yüksek olması
seni nasıl etkiliyor? Mental olarak bu durumu nasıl yönetiyorsun?
Sezon içerisinde sadece fiziksel antrenmanlar değil, daha iyi ve güçlü seviyelerde
oynayabilmek için mental antrenmanlar da yapıyoruz. Tabii iş hayatım dışında sosyal
hayatımda da mental sağlığım için birtakım çalışmalar yapıyorum. Bu çalışmaların da
faydasını kısa sürede görmeye başladım. - CEV Kupası’nda finale yükseldiniz ve rakibiniz Allianz Stuttgart oldu. Eşleşme
hakkında görüşlerin neler? - 15 Mart’ta evimizde, 22 Mart’ta da Almanya’da çok kritik ve zorlu iki maça çıkacağız İstanbul’da oynayacağımız maçta net bir skorla galip gelip Almanya’ya avantajlı gitmek istiyoruz. Umuyorum ülkemize kupayı getireceğiz.
- Sultanlar Ligi’nde ikinci sıradasınız ve Avrupa’da final oynayacaksınız.
Geçtiğimiz sezona göre takımdaki değişimi, yenilikleri nasıl açıklarsın?
Geçen seneden sonra kulüp olarak farklı ve yeni bir yapılanmaya geçtik. Saha
içerisinde zamanla sistemimizi oturtarak geçtiğimiz sezonlara göre daha farklı bir
sistem ile mücadele ediyoruz. Sezon başında her yeni oluşuma giden takım gibi,
bizim de zamana ihtiyacımız olsa da şimdi sadece performansımızın ve sistemimizin
üzerine koyarak güçlü bir şekilde ilerlemeye devam ediyoruz. - Bu sezon takımda Zeynep, Dilay gibi çok genç oyuncular var. Onların yaşında
A Takım’la çalışmaya başlamış biri olarak takımın küçükleriyle iletişimin nasıl?
Bu sezon hem genç hem de çok tecrübeli oyuncularla beraberiz. Ben de
ablalarımdan edindiğim tecrübeleri, genç nesillere aktarmaya ve elimden geleni
yaparak yardımcı olmaya çalışıyorum. - Eczacıbaşı Dynavit ve A Kadın Milli Takımımızla ilgili geleceğe dair hedeflerin
neler?
Hem kulübümde hem de milli takımda forma giydiğim sürece, katıldığım, mücadele
ettiğim bütün turnuvalarda şampiyonluklar kazanmak istiyorum. - Maçlarda gördüğümüz kadarıyla çok büyük bir hayran kitlesine sahipsin. Bu
ilgi seni nasıl etkiliyor? Onlara söylemek istediğin bir şey var mı?
Bu ilgi tabii ki her sporcuyu motive eder. Ben de özellikle Ayazağa’daki maçlardan
sonra bizleri desteklemeye gelen takipçilerimle sohbet etme fırsatı yakalıyorum.
Gerçekten çok ilgili ve samimiler. Olabildiğince kendileriyle iletişime geçmeye
çalışıyorum. - Spora büyük yatırım yapan önemli bir marka ile iş birliği yaptın. Bundan
bahsedebilir misin?
Red Bull kendi alanında çok iyi işler başaran bir marka. Bu markanın sporcusu olmak
benim için bir onur. Dünyada 800’e yakın Red Bull sporcusundan biri olmak bir
ayrıcalık. Sorumluluklarımı biliyorum ve bu iş birliğinin hem kendim hem de Red Bull
için çok olumlu geçtiğine ve daha güzel projelerle bir araya geleceğimize inanıyorum.