Kendi tanımı ile “Agresif, hırslı, görev adamı, yenilgiyi kabullenmeyen” bir insan ve dolayısıyla bir oyuncu Oğuzhan Karasu. Altyapısından yetiştiği Fenerbahçe ve Milli Takım’daki başarılı performansı, Oğuzhan’ı ligin başat ekiplerinden Halkbank’a getirdi. O da elinden geleni yaparak takıma katkı yapıyor.
Oğuzhan’la voleybolu ve Oğuzhan Karasu’yu konuştuk.
İlk sorumuz, “Voleybola nerede, nasıl ve neden başladın? Pozisyonunu kim belirledi? Seni
etkileyen bir idol var mıydı?” oldu.
“Voleybola 2005de Fenerbahçe Spor Kulübünde başladım. Başlangıçta, arzu ettiğim, içinde
olmak istediğim bir branş değildi voleybol” yanıtını verdi. Oğuzhan da son dönem voleybolcuların bir çoğu gibi ailesinin, daha doğrusu annesinin ısrarı ile ilk antrenmanına çıkmış ve voleybol macerası başlamış.
İdealinde voleybol olmadığı için, bir idolü de yokmuş genç Oğuzhan’ın. Altyapıda pasör dışında her pozisyonda oynadıktan sonra orta oyuncu olarak sivrilmiş ve Milli Takımlara kadar gitmiş yolu.
Oğuzhan kendini anlatırken, “Ben çok mücadeleci bir insanım. Salt sporda değil. Hayatın her alanında, sonuna kadar mücadele etmekten çekinmem” ifadelerini kullanıyor.
HER OYUNCU GİBİ
Oğuzhan Karasu’nun Halkbank’la ilgili görüşleri şöyle: Halkbank, başarıları ortada olan bir kulüp. Her sporcu gibi ben de Halkbank takımının bir parçası olmayı isterdim. Açıkça söylemek gerekirse, buraya gelirken kaygılanıyordum. Çünkü ilk kez Fenerbahçe dışında bir takımın formasını giyecektim. Ancak buradaki sıcak hava, profesyonellik ve sporcuya verilen değer bütün kaygılarımı giderdi.”
İYİ BİR HAZIRLIK EVRESİ
Bolu’daki kampın da katkısıyla iyi bir hazırlık evresi geçirdiklerini anlatan milli yıldız, bu sayede sezona iyi bir başlangıç yaptıklarını söyledi. Şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olduklarını dile getiren Oğuzhan Karasu, “Bunu ligdeki tüm takımlar iyi biliyor. Bu nedenle de maçlara daha konsantre çıkıyorlar. Biz de bu bilinçle daha fazla çalışıp her şeye hazırlıklı olacağız. Yolumuzu kendimiz açacağız ve bu güce sahibiz” diye konuştu.
Takımın hedeflerinin, camianın yapısına uygun olarak her zaman en üst basamak olduğunu Türkiye’nin bildiğini anlatan milli orta, “Yurtdışında başarıya aç bir ülkeyiz. Bu yüzden Challenge Kupasında bir başarı kazanabilmek için elimizden geleni yapacağız. Lig ve kupa için de aynı arzuları taşıyoruz” diyerek hedeflerini ifade etti.
Doğma büyüme İstanbullu Oğuzhan Karasu, salgın nedeniyle çok dışarı çıkamadığı için Ankara’nın güzelliklerini görüp kente alışma evresini tamamlayamadığını açıkladı. Karasu, “İdmanlardan kalan boş zamanlarımı evde dizi ve film izleyerek, kitap okuyarak geçiriyorum. Son zamanlarda en beğendiğim film, Ali Atay’ın yönetmenliğini yaptığı ‘Ölümlü Dünya’. 3-4 kez okuduğum Stefan Zweig’ın ‘Olağanüstü Bir Gece’ isimli kitabı.
